Bu makalede İK ile İKY arasındaki bağlantıdan söz edeceğiz.
En basit tanıtımı ile İK, direkt olarak kişiden -sizden- söz eder. Diğer bir değişle ise İK eşittir, işgücüdür. Dolayısıyla hepimiz potansiyel bir İK’yız! Mühim olan kişinin öncelikli olarak kendi işgücü kaynağını ne kadar iyi kullanabileceğini keşfetmesidir. Bu, çoğu zaman büyük yetenekleri beraberinde getirir ki dünyayı değiştirenler de onlardır aslında! Otuz beş yıllık ömrüne 626 eser sığdırmış, klasik dönemin etkili ve üretken bestekârlarından biri olan Wolfgang Amadeus Mozart’ın İK’sına günümüzde erişen olduğunu söylenemez. (Belki bir firmada çalışmıyordu ama bütün söylentilere rağmen dönemin iyi kazananları arasındaydı.) Bu elbette ayrıcalıklı ve oldukça etkileyici bir örnektir. Ancak firmaların İKY bölümlerinde, kişisel insan kaynağı açısından, gündeme getirilmesi hiç de fena olmaz!
Belki Mozart olamayız ama kendi İK’mızı geliştirmek için kişisel yeteneklerimizi amaç ve hedeflerimiz doğrultusunda geliştirebiliriz. İşte bu noktada “İnsan Kaynakları Yönetimi ve Uygulamaları” başlığı ile ilgilenmeye başlıyoruz. Çünkü insan kaynakları yönetimi uygulamaları, bir işletmenin tüm kaynaklarını etkili ve verimli şekilde kullanıp, kişiyi ve firmayı yönlendirecek ve yönetecek birimdir.
İK’nın değeri
İK, bir firmanın bünyesindeki işgücünü kapsadığı gibi dışında bulunan ve potansiyel olarak yararlanabileceği işgücünü de kapsar ya da ifade eder. Caddede dolaşan her üç mimardan biri, köşedeki büyük firmanın genel müdürü olmaya aday olabilir. Bu nedenle işgücü ya da kişisel İK, maddi ya da maddi olmayan varlıklardan üstündür. Burada asıl görev İKY’ye düşmektedir; firma için en iyi genel müdürü bulmak onun görevidir! İKY, insan kaynağının sahip olduğu niteliklerin, firmanın maddi kaynaklarını göz önünde bulundurarak, şirketin amaçları doğrultusunda verimliliğe dönüştürmelidir.
Yüzyılımızda iş dünyadaki yatırımlar ve sermaye ne kadar büyük olursa olsun, teknolojide son noktaya varılsa dahi insan kaynağına gereken değer verilmediği müddetçe başarıya ulaşmak pek de kolay olmayacaktır.
Her şeyden önce İK’nın değeri patronlar, firma yöneticileri ve bölüm müdürleri tarafından son derece iyi kavranmalıdır. İnsan kaynağı, bir işletmenin en değerli varlığıdır. Bu nedenle de diğer üretim faktörlerine ya da girdilerine göre çok daha özel bir konuma sahiptir. Eğer insan yoksa üstün teknolojinin, doğal kaynakların ve diğerlerinin de değeri düşecektir. Tüm bunları üretime katan insan kaynağıdır.
Rekabet kaynağı
Huselid, Wood, Menezes gibi araştırmacılar, firmaların sahip olduğu insan sermayesinin, önemli bir rekabet avantajı sağladığını göstermiştir. İK birimlerinin görevi, bu kaynaktan elde edilebilecek verimi en yüksek seviyeye çıkartacak faaliyetleri yapmaktır. Palmer ve Winters’a göre ise insan kaynaklarının iki temel hedefi, çalışanların ihtiyaçlarının karşılanarak mesleki bakımdan gelişmelerini sağlamaktır.
İKY’nin en genel amacı insandan elde edilebilecek maksimum verimi almaktır.
İKY uygulamalarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
-İşe alma ve personel seçme
-Takım çalışması
-Profesyonel gelişim ve eğitim
-Yazılı politikalar ve dokümantasyon
-Çapraz fonksiyonel eğitim
-Performans değerleme ve ödüllendirme
-Geribildirim (feedback)
-Ücret
-Kariyer