İskoç mucit ve mühendis James Watt modern buhar makinesini geliştirmek için çabalamasaydı, bugün bu büyük enerjinin bize sunduğu nimetlerin hiçbirinden yararlanamayacaktık. Aslında buhar makinesini bulan kişi Thomas Newcomen’di. Watt ise bu icadın sanayide kullanılmasını sağladı. Bugünün teknolojisini Newcomen ya da Watt’in yanı sıra, Sanayi Devrimi öncesinde ve sonrasında pek çok icada imza atan mucitlere borçluyuz. Buharlı makinelerin ardından, fabrikaların ve küçük büyük pek çok atölyenin ortaya çıkması, üretimin de artmasına neden oldu. İhtiyaçlar diğer ihtiyaçları doğurdu; üreticiler ve kaynaklar çoğaldıkça çoğaldı. Fiziksel icatların yanı sıra son iki yüz yılda üretim yönetiminin bilim dalı olarak ortaya çıkmasında da birçok bilim insanının rolü oldu. Mucitler günümüzde yaşasalardı, bu yüzyılın icadı olan Kurumsal Kaynak Planlamasını -İngilizce adıyla ERP, Enterprise Resource Planning- kesinlikle çok beğenirlerdi.
Bu makalemizin konusu olan Kurumsal Kaynak Planlaması, her ne kadar yüzyılımızın modern teknolojilerinin bir ürünü olsa da, insanlık tarihinin ve araştırmaların tüm gelişme aşamalarını kapsıyor.
İş bölümü
Üretim, iş bölümü ve uzmanlaşma gibi birkaç spesifik başlık hakkında araştırma yaptığınızda karşınıza çıkacak isimlerden biri Adam Smith olacaktır. Yazar “Ülkelerin Zenginliği - The Wealth of Nations” isimli kitabında, karmaşık işlerin ortaya vasıflı işçiler çıkarttığını, daha basit işlerin ise vasıfsız elemanlar yarattığını belirtir ve bu nedenle ‘iş bölümünün’ ne kadar önemli olduğunun altını çizer.
Yüzyıllar ilerleyip, endüstri geliştikçe ‘üretim’ ve ‘insan kaynakları’ hakkında fikirler, öneriler çoğalmaya başlar.
Her ne kadar modern bir tanım gibi görünse de, konu hakkında ilk çalışmalardan biri 1832 yılında Charles Babbage tarafından yapılır. Babbage, iş becerisi, verimlilik ve ücret arasındaki ilişkiye odaklanır. Bu iki bilim adamının çalışmaları, 20. yüzyılda iş bölümü başlığı ile ele alınmış ve “Üretim Hattı” kavramının doğmasında yol gösterici olmuştur. Hatta ve hatta Henry Ford’un otomobil fabrikasında ilk montaj hattını oluşturması, üretim yönetimi alanında önemli gelişmeler olarak tarihe geçer. (Mucitler ve bilim adamlarının yanı sıra patronların da, günümüzün Kurumsal Kaynak Planlamasına katkısı var demek ki!)
Hawthorne Etkisi
Konu hakkında bilgisi olanlar ya da akademik düzeyde araştırma yapanlar Elton Mayo tarafından yürütülen Hawthorne araştırmalarının, literatüre “Hawthorne Etkisi” olarak geçtiğini bilirler. Bu araştırma işyerlerinde teknik ve fiziksel koşulların verimliliğe olan etkisini ortaya çıkarmıştır.
Kurumsal Kaynak Planlaması gibi bir parça karmaşık bir konunun algılanması tarihsel sürecin bilinmesiyle kolaylaşabilir, çünkü bilgi her zaman en doğru kılavuzdur. Bu bağlamda birkaç önemli tarihe ve isme de göz atabiliriz: Henry L. Gantt 1901 yılında fabrikadaki makine, iş ve işçiler için şemalar geliştirir. Stok miktarı üzerine araştırmayı ise 1915 yılında F.W. Harris yapar. A. Charnes, W.W. Cooper ve H. Raiffa 1950 yılında, doğrusal olmayan programlama, matematiksel programlama, ve stokastik modeller üzerinde çalışırlar. Ticari hesaplamalar yapabilen dijital bilgisayarlar 1951’de geliştirilmeye başlanılır. 1960’lı yıllarda iş ve insan ilişkilerini konu alan, organizasyonlarda davranış bilimleri üzerine araştırmalar yapılır.
İş geliştirme stratejileri ve politikaları üzerine araştırmalar 1970’de W. Skinner tarafından yapılır ki, bu tarihten itibaren üretim sistemlerinde bilgisayar kullanımına geçilmiştir. Sonrasında ise ilk kurumsal üretim yönetim sistemi Malzeme İhtiyaç Planlaması (Material Requirement Planning - MRP) yazılımları da kullanılmaya başlanılır. Üretim işletmelerinin, üretim ile doğrudan bağlantılı, satın alma, üretim planlama, muhasebe ve stok yönetimi gibi faaliyetlerini kapsayan Üretim Kaynakları Planlaması, (Manufacturing Resource Planning – MRP II) yazılımların doğmasını sağlar. 90’lar ise üretim olgusunda yeni boyutların oluşmaya başladığı yıllardır. İleri teknoloji ve buna bağlı olarak küreselleşme, kalite anlayışı, çevrenin korunması ve bilgi toplumu gibi kavramlar üretim yönetiminde yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olur. Böylece yalnızca üretim faaliyetlerini değil faaliyetlerin tümünü kapsayan yazılımlara doğru ilk adımlar atılmaya başlanır.
Ürün ağaçları, satın alma ve stok yönetimi, üretim planlama ve muhasebe faaliyetleri, satış sonrası servis, bakım onarım, duran varlıklar yönetimi, yatırım ve finans faaliyetlerini kapsayan ERP sistemleri bugüne kadar süregelen tüm bu ihtiyaçları karşılamak için 1990’lı yıllarda işletmelerde popüler olur.
Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP-Enterprise Resource Planning)
Kurumsal Kaynak Planlaması, teknik bir anlatımla, “Merkezi bir veri tabanı üzerinden, işletmenin tüm bilgi kaynaklarını kullanarak, iç ve dış süreçlerin bütünleşmesini ve tüm iş fonksiyonlarının optimizasyonunu sağlayan yazılım çözümleridir,” diyebiliriz. ERP, firmanın bütün bölüm ve fonksiyonlarını tek bir sistem içinde birleştirir. İhtiyaç ve beklentileri birbirinden farklı olan çok sayıda bölümün aynı bilgisayar sistemi içinde bir araya getirilmesini sağlar.
Bu bütünleşme, olağanüstü tasarruflar sağlamasının yanı sıra çalışma hızını da arttırır. Burada altı çizilmesi gereken kelime kavram bütünleşmesidir.
Bu makalemizde üretim yönetiminin tarihçesi hakkında bazı bilgilerin üzerinde durduk. İnsanlık tarihi kadar eski olan üretim süreci, ilkçağlardan bu yana gelişmeye devam ediyor. Her ne kadar üretimin tarihi insanlığın var oluşuna dayansa da belki de sırada Isaac Asimov’un robotları var. Asimov’un dokuz bilim kurgu öyküsünün yer aldığı “Ben Robot”, teknolojinin son imkânları kullanılarak henüz sinemaya uyarlansa da kitap, 1950 yılında yazılmıştı! Bu durumda, insanoğlu için Kurumsal Kaynak Planlaması ve diğerlerini anlatmamız, birkaç yüzyıl daha sürecek gibi görünüyor. .